Trump’ın geçmişteki yönetim tarzı, Ortadoğu’daki politikaları ve Türkiye’ye karşı tutumu, Türkiye- ABD ilişkilerini farklı açılardan etkiledi. Bu makalede Trump’ın olası ikinci döneminde Türkiye’ye etkilerini ekonomi, savunma, diplomasi ve bölgesel güvenlik bağlamında ele alacağız.
1. Ekonomik İlişkiler ve Yaptırımlar
Trump’ın önceki yönetiminde Türkiye ile ABD arasındaki ekonomik ilişkiler dalgalı bir seyir izledi. Trump, Türkiye’nin ABD’den satın aldığı F-35 savaş uçaklarının teslimini askıya almış ve S-400 hava savunma sistemi alımı nedeniyle Türkiye’ye yaptırım uygulamıştı. Trump’ın yeniden seçilmesi durumunda ekonomik ilişkilerde benzer bir yaptırım riski devam edebilir. Özellikle CAATSA (ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası) yaptırımlarının genişletilmesi, Türkiye’nin finans ve enerji alanlarındaki faaliyetlerini doğrudan etkileyebilir.
Trump, ticaret politikalarında korumacı bir yaklaşımı benimsiyor. Bu durum, iki ülke arasındaki ticaret hacmini azaltabileceği gibi, Türkiye’nin ABD ile yaptığı ticaret anlaşmalarının gözden geçirilmesini de gündeme getirebilir. Öte yandan, Trump yönetiminin serbest ticaret yerine ikili anlaşmalara odaklanması, Türkiye’yi ABD ile yeni ticari fırsatlar aramaya yönlendirebilir.
2. Savunma ve Askeri İşbirliği
Türkiye, Trump yönetimi altında NATO üyesi bir ülke olmasına rağmen S-400 savunma sistemlerini Rusya’dan satın alarak ABD ile ciddi bir kriz yaşamıştı. Trump’ın bu meseleye yaklaşımı bazı yaptırımları devreye soksa da Türkiye ile askeri ve güvenlik alanında işbirliğini tamamen kesmedi. Trump’ın yeniden seçilmesi, S-400 ve benzeri savunma konularında Türkiye- ABD arasındaki gerginliğin sürmesine neden olabilir.
Ayrıca, ABD’nin Ortadoğu politikası, özellikle de Suriye’deki varlığı ve Kürt güçlere olan desteği, Türkiye açısından hassas bir konu olmaya devam ediyor. Trump, daha önce ABD askerlerini Suriye’den çekme niyetini dile getirse de bu süreci tam olarak gerçekleştirememişti. Trump’ın yeniden başkan olması durumunda Suriye’deki askeri varlığı azaltması, Türkiye’nin bölgede daha etkin bir rol oynamasını kolaylaştırabilir, ancak Kürt güçlerle ABD arasında devam eden işbirliği Türkiye açısından güvenlik risklerini artırabilir.
3. Dış Politika ve Diplomatik İlişkiler
Trump’ın dış politika yaklaşımları, geleneksel müttefiklere karşı sert, ama otoriter rejimlerle yakın ilişkiler kurmaya yönelikti. Trump’ın bu tarz yaklaşımı, Türkiye’ye yönelik politikalarını da etkiledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Trump arasındaki kişisel diplomasi, iki ülke arasında zaman zaman yumuşama sağlasa da, Trump’ın tutarsız politikaları Türkiye- ABD ilişkilerini karmaşık hale getirdi.
Trump, çoğu uluslararası anlaşmadan ve kurumdan çekilme eğilimi gösteren bir başkan olarak biliniyor. Bu da Türkiye’ye, ABD’nin olmadığı ya da etkinliğini kaybettiği alanlarda daha fazla hareket serbestisi sağlıyor. Trump’ın NATO’ya yönelik eleştirileri ve ABD’nin Avrupa’daki askeri yükümlülüklerini azaltma planları, Türkiye’nin NATO’daki rolünü ve ABD ile olan stratejik ortaklığını etkileyebilir.
Trump yönetiminin İsrail-Filistin meselesinde İsrail’i güçlü bir şekilde desteklemesi, Türkiye ile ABD arasında gerilime neden olan konulardan biriydi. Eğer Trump yeniden seçilirse, Türkiye’nin Filistin meselesindeki tutumu ve Doğu Akdeniz’deki enerji politikaları, ABD ile olan ilişkilerini daha da karmaşık hale getirebilir.
4. Bölgesel Güvenlik ve Ortadoğu Politikaları
Trump’ın Ortadoğu politikası, daha çok İran’ı izole etme ve İsrail’i güçlendirme ekseninde ilerledi. Bu yaklaşım, Türkiye’nin İran ve Ortadoğu’daki diğer aktörlerle olan ilişkilerini zorlaştırdı. Trump’ın İran’a yönelik sert yaptırımlarını sürdürmesi durumunda, Türkiye’nin İran’la ekonomik ilişkileri sınırlanabilir ve bu durum Türkiye için ekonomik risk oluşturabilir.
Öte yandan, Trump yönetiminin Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile kurduğu güçlü ilişkiler, Türkiye’nin bölgedeki nüfuzunu sınırlamaya yönelik bir politika olarak görülebilir. Trump’ın seçilmesi halinde, Türkiye’nin Suudi Arabistan ve BAE ile rekabeti artabilir. Özellikle Doğu Akdeniz’deki enerji yatakları üzerindeki gerginliklerin yeniden alevlenmesi beklenebilir.
5. ABD İç Siyasetindeki Gelişmelerin Yansımaları
Trump’ın iç siyasetteki popülist söylemleri ve sert göçmen politikaları, ABD’de yaşayan Türk vatandaşlarını ve Türkiye’den gelen göçmenleri de etkileyebilir. Göçmen karşıtı politikalar, ABD’de eğitim gören ya da iş için bulunan Türk vatandaşlarının durumunu zorlaştırabilir. Ayrıca, Trump’ın Müslüman ülkelere yönelik olumsuz tutumu, ABD’de yaşayan Türk toplumunu da etkileyebilir.
ABD’deki iç siyaset aynı zamanda Türkiye’nin kamu diplomasisini ve yumuşak güç politikalarını da etkilemektedir. Trump’ın “Önce Amerika” sloganıyla yürüttüğü politikanın devam etmesi, Türkiye’nin ABD’deki Türk vatandaşları ve iş dünyasıyla olan ilişkilerini yeniden gözden geçirmesine neden olabilir.
Trump’ın yeniden ABD başkanı seçilmesi, Türkiye- ABD ilişkilerinde önemli değişikliklere neden olabilir. Ekonomi, savunma, diplomasi ve güvenlik alanlarında çeşitli zorluklar ve fırsatlar barındıran bu senaryo, Türkiye’nin ABD ile ilişkilerinde esnek ve pragmatik bir politika izlemesini gerektirebilir. Özellikle ABD’nin Ortadoğu’daki rolünün azalması ve NATO’daki yükümlülüklerini sorgulaması, Türkiye’nin bölgesel politikalarına yeni alanlar açabilir, ancak yaptırım ve baskı riskleri de aynı şekilde sürebilir.
Trump’ın başkanlığında daha kişisel ilişkilere dayanan bir diplomasi yaklaşımı nedeniyle, Türkiye’nin ABD ile olan bağlarını güçlü tutmak için liderler arasındaki yakın temaslar önemli bir rol oynayabilir.
Habere ait etiket tanımlanmamış.