Halktv.com.tr yazarı İsmail Saymaz, hakkında açılan soruşturmanın trajik olduğunu söyledi. Saymaz, söylemediği bir söz nedeniyle savcılığın soruşturma başlattığını dile getirdi. Saymaz, “Dezenformasyon Dairesi dezenformasyona alet oluyor” dedi.
Halk TV’de İsmail Küçükkaya’ya bağlanan Gazeteci İsmail Saymaz, kendisi ve Gazeteci Fatih Altaylı hakkında “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçundan başlatılan soruşturmaya ilişkin bilgiler verdi.
İsmail Saymaz, MHP’li vekillerin altın kaçırdığı iddiası ardından istifa ettiği haberinde, “Benim, “Bahçeli’ye bazı fotoğraflar gösterildi.” şeklindeki ifademi arkadaşlarımız, “Bahçeli’ye görüntüler izletilmiş.” diye anlamışlar ve onu alt yazıya yazmışlar. Gerçekte aslında benim böyle bir ifadem yok. Sadece bir alt yazı var ve dolayısıyla benim o ekran görüntümü, yani benim de olduğum o ekran görüntüsünü alıp, Fatih Altaylı’nın bu yöndeki yazısıyla birleştirerek hakkımızda soruşturma başlattılar” ifadelerini kullandı.
Saymaz şöyle konuştu:
MHP tarafından istifası istenen üç milletvekilinin, kaçak altın soygunlaştırmasına geçtiği için, kendilerine böyle bir talimat gittiğini söylemiştim.
Yani Türkiye, üç MHP’li milletvekilinin partileri tarafından kaçak altın soygunlaştırması ile anıldıkları için istifalarının istendiğini benden, Halk TV’deki Rota programından öğrendi.
O yayında ben, bana gelen MHP’den, MHP kaynaklı gelen bazı bilgileri aktardım. Onlardan biri şuydu: Devlet Bahçeli ile Erdoğan görüşmesinde, Sayın Cumhurbaşkanının MHP liderine bu yönde bir dosya verdiği iddiasıydı.
Bu bir. İkincisi ise, Bahçeli ve Erdoğan görüşmesinden ayrı olarak, Bahçeli’nin, Bahçeli’ye MHP içerisinde bu yönde bazı fotoğrafların gösterildiğini ileri sürmüştüm.
Bunlar, bunlar için teyit edememekle beraber MHP’li kaynaklarımdan gelen bilgi diye aktarmıştım.
“İFADEMİ GÖRÜNTÜLER İZLETİLMİŞ DİYE YAZMIŞLAR, ÖYLE BİR İFADEM YOK”
Benim, “Bahçeli’ye bazı fotoğraflar gösterildi.” şeklindeki ifademi arkadaşlarımız, “Bahçeli’ye görüntüler izletilmiş.” diye anlamışlar ve onu alt yazıya yazmışlar.
Gerçekte aslında benim böyle bir ifadem yok. Sadece bir alt yazı var ve dolayısıyla benim o ekran görüntümü, yani benim de olduğum o ekran görüntüsünü alıp, Fatih Altaylı’nın bu yöndeki yazısıyla birleştirerek hakkımızda soruşturma başlattılar.
“MHP DEZENFORMASYON’A GİTMİŞ”
Aslında ben dün gece Dezenformasyon Dairesi’ni aradım. Dedim ki, “Ya benim böyle doğrudan bir ifadem yok. Aslında burada dezenformasyona uğrayan benim.” Fakat hakkımda işlem yapılmış dedim. Onlar aslında bunu onlara da aktarmıştım. Benim anladığım kadarıyla MHP, önce Dezenformasyon Dairesi’ne gitmiş
“VELEV Kİ OLSUN”
Bu tweet’i İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı dikkate alarak resmen soruşturma başlatmış. Burada birkaç husus var.
Birincisi benim doğrudan böyle bir ifadem yok. Zaten trajik olan da bu. İkincisi velev ki olsun, ola da bilirdi. Halihazırda Adalet Bakanlığının yaptığı, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yaptığı açıklamaya göre kaçak altın iddiasıyla partilerinden istifası istenen milletvekilleri hakkında bir soruşturma yok.
Daha milletvekillerine bile soruşturma açılmamışken, kamuoyunda kaçak altın, Türkiye’ye kaçak yollarla altın soktukları iddiası hakkında milletvekillerine soruşturma açılmamışken iki tane gazeteciye açılması nasıl yorumlanabilir?
“SAVCILIK ALTIN KAÇAKCILIĞI İLE İHTAM EDİLEN VEKİLLERE SORUŞTURMA AÇAMIYOR”
Eğer soruşturma açılacak biri varsa, kaçak altınla itham edilen milletvekilleridir. Düşün ki üç milletvekili, MHP’nin Bolu, Isparta ve Kilis milletvekili Türkiye’ye kaçak altın sokmakla itham ediliyorlar.
Milletvekili dokunulmazlıklarını kullanarak Türkiye’ye altın sokmakla itham ediliyorlar. Savcılık, MHP bu nedenle onların istifasını istiyor. Savcılık buna soruşturma açamıyor, gelip bize soruşturma açıyor. Ya bu, hukuk devletinde olabilecek bir iş midir?
Halkı yanıltıcı bilgi yaymak tam olarak nedir? Ben bu kişilerin kaçak altın soygunlaştırması nedeniyle açığa alındıklarını söyledim. Ben doğru bilgiyi verdim.
“DOĞRULUĞU YÜKSEK KULİS NEDENİLYE SORUŞTURMA BAŞLATILIYOR”
Dün Adalet Bakanının açıklamasında aslında bir ikrar olarak denildi ki, “Bu milletvekilleri ile ilgili soruşturma yok.” Yoksa Bahçeli bunu nereden öğrendi? Yoksa böyle bir soruşturma, bunu nereden öğrendi? Öğrenme kaynaklarından biri muhtemelen Sayın Cumhurbaşkanıdır. Ve ilk defa bir kulis haberine, ve doğruluğu yüksek bir kulis, demediğim bir cümleden ötürü soruşturma başlatılıyor.
Ve bunu da Dezenformasyon Dairesinin bana yönelik dezenformasyona dayanarak yapıyorlar. Ya kime kızacağımı şaşırdım. Dezenformasyon Dairesi dezenformasyona alet oluyor, savcı bunu “Bu adam demiş mi, dememiş mi?” diye bakmadan dayanak alıp soruşturma açıyor.
Ve kaçak altınla itham edilen milletvekillerine “Birader sen getirdin mi?” diye sorulmuyor.
Ben işte tamam ben böyle bir şey demedim diyorum. He tamam. Ben diyorum ki bunu yalanlıyor çünkü, kesinlikle.
“BÖYLE BİR ŞEY DEMEDİM”
Tamam ben de zaten diyorum ki ben böyle bir şey demedim. Ben şunu dedim: Cumhurbaşkanı ile Erdoğan görüşmesinde, Erdoğan’ın Sayın Bahçeli’ye bu yönde bir dosya verdiği, ben bunu dedim. Bu görüşmeden ayrı olarak Bahçeli’ye üç milletvekili ile ilgili bazı fotoğrafların gösterildiğini ileri sürdüm.
Ama ben bunu “Erdoğan gösterdi.” demedim. Fakat çalışan arkadaşlarımız bunu “Bahçeli’ye görüntüler izletilmiş.” diye algılayıp öyle yorumlayıp alt yazı yazmışlar.
Bir alt yazı var ama ben öyle bir şey demedim diyorum. Demediğim cümleden ötürü Dezenformasyon Dairesi hakkımda tweet attı.
Savcılık tweet’i dayanak alıp soruşturma açtı. Velev ki demiş olayım, İsmail, demiş de olabilirim. Demiş olayım. Yahu kardeş, benden önce bu ülkede soruşturma açılması gerekenler milletvekilleri değil mi?
“KAÇAK ALTIN SOKMAK DAHA MASUM BİR EYLEM Mİ?”
Türkiye’ye altın sokmak, kaçak altın sokmak bu hususta kulis haberi yazmaktan daha masum bir eylem midir?
Dava kaçak altın getirmeye dava açılmıyor, soruşturma açılmıyor. Sabahın köründe yemeyip içmeyip bize soruşturma açılıyor. Yani benim itirazım buna
“KEŞKE SAVCI ALTIN KAÇAKCILIĞINI SORSA”
Ama keşke ama keşke Türkiye’ye yasa dışı yollarla altın soktuğu söylenen, iddia edilen ve bu nedenle partilerinden istifaları istenen üç milletvekillerine de bir savcı çıkıp, “Siz bu altınları getirdiniz mi, getirmediniz mi? Getirdiyseniz sizden başka milletvekili var mı?” diye sorsaydı. Sormayacaklar, onu da biz yine sormaya devam edeceğiz
Habere ait etiket tanımlanmamış.